Çepnilerde Nardugan Bayramı (Çille Gecesi)

Ercan KANDEMİR

Çille Gecesi, Güney Azerbaycan’da yaşayan Küresünniler arasında kutlanan bir bayramdır. Türk mitolojisine göre 6 ay boyunca gece ve gündüzün savaşması sonucu 21 Aralık’ta gündüz galip gelerek günlerin uzamaya başlaması yani yıl dönümünün gerçekleştiği gece kutlanan Nardugan Bayramı’nın günümüzde devam eden versiyonudur.

Çepniler tarafından da kutlanan Çille Gecesi; Güney Azerbaycan Türkleri, Kuzey Azerbaycan Türkleri ve Türkiye’de Iğdır civarında icra edilmektedir.

Nardugan; Türkiye’de Türklerin öze dönüş hareketleri sonrası son yıllarda gündeme gelmektedir. Yazımızda Nardugan Bayramı’ndan, Çille Gecesinden ve iki versiyonun benzer yönlerinden bahsedelim.

Nardugan Bayramı

Türk mitolojisinde geceyi, gündüzü ve güneşi Tanrı Ülgen yönetir. Gece ile gündüzün savaşı sonrası gün 21 Aralık’ta galip gelir ve güneş ışığını yer yüzünde daha uzun süre yaymaya başlar. Bu da baharın müjdecisidir. Çille’de de göreceğimiz üzere 21 Mart Nevruz (Ergenekon) Bayramına dek gerçekleşen bir süreç vardır.

Nar, güneş; dugan ise doğan anlamına gelmektedir. Güneşin doğduğu yani güne hakimiyetinin arttığı Nardugan Bayramı’nda akçam ağacı süslenir. Akçam ağacının yerin merkezinden Tanrı Ülgen‘in otağına kadar uzandığına inanılır. Tanrı Ülgen’e Türkler, güneşi geri verdiği için dualar eder. Yeni yıl için dilek tutarlar, dileklerini akçam ağacının dallarına asarlar. Akçam; Türklerin sanat eserlerinde, halı ve kilim motiflerinde, duvar süsleme sanatlarında yerini alan kutsal bir simgedir. Hayat ağacı olarak da bu motif bir çok sanatta karşımıza çıkmaktadır.

Türkler Nardugan Bayramı’nda aile büyüklerini ziyaret ederler, aile üyeleri ve akrabalar ile bir araya gelirler, akçam ağacının etrafında dualar ederler, nar, çeşitli meyve ve kuru gıdalar yerler. Aile üyeleri ve yakınlarla bir araya gelerek bu bayramın kutlanmasının neşe, huzur ve bereket getireceğine inanılmaktadır.

Nardugan Bayramı’nın Ayaz Ata adında insanlara kış soğuğunda yardım eden bir kahraman da vardır. Ona Soğuk Han‘ı da denir. Ayaz Ata bu dönemde ortaya çıkar ve insanlara yardım eder. Onun Kar Kız adında bir kızı da vardır.

Çille Bayramı

Çille Gecesi, 21 Aralık’ta gün dönümü ile beraber başlar. Çille üç bölüme ayrılır. Büyük Çille 21 Aralık’tan 31 Ocak’a kadar 40 gün sürer. Küçük Çille, 31 Ocak’tan 20 Şubat’a kadar 20 gün sürer. Ala Çille ise 20 Şubat’tan 21 Mart Nevruz Bayramı ile taçlandırılana kadar 30 gün sürer.

 

Gündüzün geceye galip gelmesinden sonra yani sonbaharın son gecesini kışın ilk gününe bağlayan ve yılın en uzun gecesinde kutlanan çille gecesinde akrabalar ve aile üyeleri aile büyüklerinin evinde bir araya gelir.

Her aile ferdi için hediyeler alınır. Ailede yeni evlenmiş veya nişanlı kızlara eşarp, çorap gibi hediyeler alınarak verilir. Özel bir masa kurulur ve pamuk şeker, havuç helvası, ceviz helvası, taş helva, patlamış mısır, sütlü buğday kavurgası, çekirdek, nar gibi kış meyveleri yenir bu gecede. Bunlar insana yiyince huzur ve sıcaklık vermektedir. Yaş meyveler de çille gecesinin en önemli ögeleridir. Güneşi temsil eden nar da sofrada mutlaka yerini almaktadır.

Çille karpuzu özel bir öneme sahiptir. Güneşi ve dünyayı temsil eden karpuz Eylül ve Ekim aylarında özel olarak üretilir, kuru otların, samanların içerisinde saklanır. Masaya getirilen karpuz ailenin en büyük üyesi tarafından dilimlenerek evdekilere ve komşulara dağıtılır.

Çille gecesinde kar yağması da beklenir.

Bu gece ile ilgili Güney Azerbaycan’da anlatılan hikayeler de vardır.

Bir Karı Nine varmış ve onun iki oğlu varmış. Büyük kardeşin adı Büyük Çille ve küçük kardeşinin adı ise Küçük Çille’ymiş. Büyük Çille’nin ömrünün son günlerinde kardeşi Küçük Çille yanına gidip derki: “Sen gittin neyledin?

Büyük Çille derki : “Ben gidip dondarıp, üşüdüp hastaladıp geldim.”
Küçük Çille derki:” Ben gidsem eğer, karları kürekden, lülehinleri lülekten, gelinleri bilekden, körpeleri belekden ederem.”

Büyük Çille gülüp derki:“Ömrün azdır, sonun yazdır.” Küçük Çille olduğu kadar ayazı bütün diyarlara götürmüş ve günlerden bir gün bir dağın arkasında kar onu yakalamış. Haber yayılıp Karı Nine’nin kulağına çatar, Karı Nine ateş odunuyla ısınmış bir şişle karla savaşmaya gider. Karların hepsini eritip oğlunu esaretten kurtarır ancak Küçük Çille kışın bittiğini ve nevruz ayının geldiğini anlar.

Karı Nine o şişi ısıtıp karları erittiği günden sonra Nevruza kadar her çarşamba akşamı ateş yakılır. Bu dört çarşambanın adları yalancı çarşamba, köle çarşamba, haberci çarşamba  ve günümüzde çerşenbesuri adıyla Güney Azerbaycan’da (İran’da) kutlanan ve baharın gelmesini müjdeleyen doğrucu çarşambadır.

Nardugan ve Nardugan’ın devamı olarak bugün kutlanan Çille’nin ortak yönleri

Türk mitolojisine dayanan ve Türk inanışına ait olan Nardugan’da gece ile gündüzün savaşı sonrası gündüzün galip gelmesiyle Tanrı Ülgen’e güneşi geri verdiği için dualar edilir ve O’na teşekkür edilir. Çille Gecesi de en uzun gece olan 21 Aralık’taki gün dönümünde kutlanır. Günlerin uzamaya başlamasıyla bayram havasında kutlanır.

Nardugan’da olduğu gibi nar kurulan sofranın önemli bir sembolüdür ve her iki bayram da güneşi temsil eder. Yenilen kuru yemiş ve meyveler ve yenilme amaçları ortaktır.

Her iki bayram da aile büyükleri ziyaret edilir, akrabalar ve aile fertleri arasında kaynaşma, birlik ve beraberlik arttırılır. Her iki bayram da yeni yılın gelişi kutlanır ve bu yeni yılın güzel, bereketli geçmesi istenir.

Yazımızda Çepnilerin ve dolayısıyla Türklerin çok eski mitolojik inanışlarından gelen adetlerin hala sürdürüldüğünü açık bir şekilde gördük. Bu kültürün tekrar hatırlanması ve yayılması için araştırmaya ve okumaya, bunun sonucunda da bu etkinlikleri uygulamaya özen göstermeliyiz.

Çille Gecesi’yle alakalı bana geniş bilgi gönderen Güney Azerbaycan Çepnisi Sahil Hanımefendi‘ye teşekkürlerimi sunuyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir